28 Ekim 2013 Pazartesi

Gss Nedir? Kimler Gss Ödemek Zorundadır?,Genel Sağlık Sigortası

1 Ocak 2012 yılı itibariyle bütün vatandaşlar zorunlu Genel Sağlık Sigortası kapsamına alındı. Genel Sağlık Sigortası kapsamında devletin sağladığı sağlık yardımlarından yararlanamayan kişiler, GSS primlerini ödeyerek devletin sağladığı sağlık yardımlarından yararlanabilirler.
18 yaşını dolduran bireyler Genel Sağlık Sigortası prim borcu kapsamındadır. Bu kişilerin öğrenim hayatı devam ediyorsa veya 3308 sayılı Meslekî Eğitim Kanununda belirtilen aday çıraklık ve çıraklık eğitimi ile işletmelerde meslekî eğitim görmesi halinde 20 yaşına kadar yükseköğretimde okuyorlarsa 25 yaşına kadar anne babasının sağlık güvencesinden yararlanır. Kendisinden GSS kapsamı altında herhangi bir ücret talep edilmez. Ancak bu kapsamda olan kişiler öğrenci belgeleriyle beraber kuruma başvuru yapmalıdır. Kuruma başvuru yapılmadığı takdirde kurumun durumdan haberi olmayacağı için kişiye Genel Sağlık Sigortası borcu çıkacaktır.Borcunu öğrenen kişinin öğrenci belgesiyle beraber kuruma başvurmasıyla borcu silinecektir.
Üniversitelere devam eden öğrenciler ise 25 yaşına kadar bu uygulamadan muaf tutulmuştur.Öğrenim hayatı sona erdiğinde ise tekrar zorunlu GSS kapsamına alınırlar.
GSS prim borcunun olup olmadığını merak eden kişiler, https://sgk.ziraatbank.com.tr/adresinden sorgulama yapabilir. Karşınıza çıkan ekranda üst kısma T.C Kimlik Numaranızı girip hemen altındaki Sorgu Tipi kısmından 07. GSS PRİM-13’ ü tıklayıp. Sorgulama yapabilirler.
GSS kapsamında prim ödeme kapsamına alınan kişiler Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarına giderek gelir testi yaptırmalıdır. Gelir testine göre kişiler ya primsiz olarak SGK’nın sağladığı sağlık yardımlarından yararlanacak ya da kendisine çıkan primleri ödeyerek SGK’nın sağladığı sağlık yardımlarından yararlanacaktır.
Genel Sağlık Sigortası Priminden çıkan borç neye göre belirlenir?
Aile içindeki toplam gelirin ailedeki kişi sayısına bölünmesiyle kişi başına düşen gelir belirlenir. Kişi başı aylık gelir üzerinden ödenecek primler şöyle belirlenir.
Aylık geliri asgari ücretin 1/3 ünden az olan kişiler ücretsiz sağlık hizmetlerinden yararlanır.
  • Aylık geliri asgari ücretin 1/3 ü ile asgari ücrete kadar olan kişiler “Asgari ücret/3 TL x %12″
  • Aylık geliri asgari ücretten asgari ücretin 2 katına kadar olan kişiler “Asgari ücret x %12″
  • Aylık geliri asgari ücretin 2 katından fazla olan bireyler “Asgari ücret x 2 x %12 TL” tutarında prim öderler.
Gelir testi yaptırması gerektiği halde yaptırmayanlar;
  • 01/01/2013 – 30/06/2013 tarihleri arası aylık 234,86 TL,
  • 01/07/2013 – 31/12/2013 tarihleri arası aylık 245,16 TL genel sağlık sigortası primi ödeyeceklerdir.

Deep web Nedir? Deep Web'e Nasıl Girilir ?, Deep webte Neler Var? Deep Web Hakkında Herşey

Öncelikle hickimseye Önermemekle birlikte deep web hakkında herseyi acıklayacağım.
Öncelikle DEEP WEB nedir?
Bu yazıda Deep Web’i, DarkNet’i ve benzerlerini genel hatlarıyla, basitçe ve herkesin anlayabileceği şekilde tanıtmaya çalışacağım. Biraz ön bilgi ve sistemi kavramaya yardımcı olmaya çalışacak şekilde. Web kelimesini bazı yerlerde internet, bazı yerlerde ağ olarak kullanmayı uygun gördüm. Eksiklerim, yanlışlarım için lütfen destek olun, düzeltelim. Talep olursa daha derin ve teknik de anlatırım.
Önce biraz temel bilgi.
İnternetin Katmanları
Derinlere inmek için önce internetin katmanlarını tanımak gerekli.
0. Seviye Internet
Bildiğimiz internet ve içindeki her işe yarar/yaramaz bilgi.
1.Seviye Internet
Namı diğer, Surface Web (Yüzey Ağı). Internetle vasatın üstünde haşır neşir olan insanların bulabildiği, kullandığı bilgi ve servisler. Örnek olarak hostingler, kullan-at e-posta servisleri, üniversite ağları vb. diyebiliriz.
2.Seviye Internet
Namı diğer, Bergie Web (Bergie Ağı). Eğer ftp server kullanmayı biliyorsanız kilitlenmiş Google sonuçlarına ulaşabiliyorsanız, 4chan’dan Freehive’den RSC’den haberiniz varsa siz aynı zamanda bir Bergie Ağı kullanıcısısınız. Bergie ağı DNS üzerinde döner ve buradaki websiteleri hala indexlenmiştir.
3.Seviye Internet
Namı diğer, Deep Web. Deep Web, Anonim Ağları bilen, proxy kullanmaya alışkın, tor gibi servislerden haberdar kullanıcılar için. Genellikle ulaşılması zor ve gizli kısımlara işaret eder. Bunu ve Charter Web’i uzun uzun anlatacağım için burada kısa keseceğim.
4.Seviye Internet
Namı diğer, Charter Web (Charter Ağı). Deep Web’in devamı niteliğinde, artık buraya DarkNet diyebiliriz çünkü websitelerinin DNS kullanmadığı bir evrede. Deep Web ve Charter Web’de bol bol illegal içerik ve hizmeti bulabilirsiniz.
5.Seviye Internet
Namı diğer, Marianas Web (Mariana Ağı). Adını dünya üsündeki en derin çukurdan almış bu katman, sadece adı konmuş bir efsane gibi. Oraya giden bir daha dönmedi tarzı yorumlar dışında hakkında pek bilgi yok. Rivayet o ki, closed shell network ile ve polymeric falcighol derivation adlı bir hesaplama yardımıyla ulaşılabiliyormuş. Bu seviyeyle ilgili bilgim bundan ibaret.
DNS ve Proxy
Gelelim DNS’i ve proxy’i tanımaya…
DNS: Özet geçeyim, sıkmasın. Domain Name System’ın (Alan Adı Sistemi) kısaltmasıdır. Adres çubuğuna bir websitesinin adını yazdığımızda o siteyi görüntüleyebilmemizden sorumlu temel servistir. DNS’te, internet ağına dahil olan her makinenin bir IPsi olması gerekir. Örneğin adres çubuğuna google.com yazdığımızda, biz bu sistemde artık bir IP olarak var oluruz ve google.com’a karşılık gelen IP ile aramızda iletişim kurulur.
Proxy: Bir kapıdır, adı itibariyle elçi, vekil anlamına gelir. Bizdeki IP’nin değişik görünmesini sağlar. Üç temel çeşidi vardır, transparan proxy, anonim proxy ve elit proxy.
*Transparent Proxy, dediğimiz şey, bizim anonim olarak kalmamızı sağlamaz. Duruma göre, ülkeye/alana verilen bant genişliğini aşarak internette daha hızlı dolaşmamıza vb. yardımcı olur.
*Anonymous Proxy, ise bize rastgele bir IP atar ya da kendi IPsini kullanmamızı sağlar. Yine daha hızlı bağlanmaya yarayabileceği gibi, transparent proxy’e göre göreceli olarak gizlilik sağlar. Fakat birinin Anonymous Proxy kullandığı anlaşılabilir ve Proxy sunucusundan bizim IPmiz elde edilebilir.
*Elite Proxy, bu üçünün içinde gizliliğin en çok sağlandığıdır.  Bizi proxy’ymişiz gibi gösterir.
Daha anlaşılır olması için şöyle karşılaştıralım:
REMOTE_ADDR
HTTP_VIA
HTTP_X_FORWARDED_FOR
Proxysiz
Bizim IPmiz
boş
boş
Tr. Proxy
Proxy IPsi
Proxy IPsi
Bizim IPmiz
An. Proxy
Proxy IPsi
Proxy IPsi
Rastgele/Proxy IPsi
Elite Proxy
Proxy IPsi
boş
boş
DNS ve Proxy’nin de üstünden de geçtik.
Gerisinde işler biraz karışabilir o yüzden araya bir bilinse iyi olur notu koyalım: Konu zaten çok açık açık her tarafta olan bir şey olmadığı için bazen kavram kargaşası, terminolojik sıkıntı olabiliyor. Ben genelde kabul gördüğü üzere Deep Web’i UnderNet ile eş anlamlı kullanmayı tercih ediyorum. Dark Internet’i indexlenmeyen fakat P2P bağlantı gerektirmeyen bilgilere ulaşılan kısım; DarkNet’i ise, Invisible Web ile eş anlamlı olarak, DNS’e dahil olmayan Charter Web alt kısmı olarak kullanıyorum. 
Yazının geri kalanında ayrı bir ayrım gerekmediği sürece google ile ulaşamayacağımız, gizli, indexlenmemiş, DNS kullanmayan, illegal içeriğe sahip ve nasıl ulaşılacağı ile kullanılacağını anlatacağım kısma ve bütün Charter Web’e çok doğru olmasa da Deep Web diyeceğim.
Pseudo-TLD
Demiştik ki, bizim ulaşmak istediğimiz siteler DNS kullanmıyor. Bu demektir ki sitelerimizin adı, alışkın olduğumuz şekilde siteninismi.com, .net, .org vb. formunda değil.
Bu formda olmayan saklı alan adlarına pseudo top level domain deniyor. Örnek olarak bitnet, i2p, exit, onion, freenet diyebiliriz. Bitnet olsun uucp olsun biraz eskilerde kaldı, benim üzerinde duracağım alan adı onion olacak. Talep olursa diğerleriyle ilgili dökümanlar da yazabilirim. 
TOR 
Tor’u tanıyalım:
Tor, aslında The Onion Router’ın kısaltması. Client’ını ücretsiz olarak burdan indirebiliyoruz. Onion Routing şöyle bir şey, İstanbul’dan Ankara’ya gidip dönmek istiyorsunuz diyelim, otobüs önce Konya’ya gidiyor, ordan Bolu’ya geçiyor, Bolu’dan Kütahya’ya gidip en son Ankara’ya ulaşıyor, sonra da benzer bir güzergahla geri dönüyor. Bu ara şehirlerdeki otogarların her biri bir Onion Router (OR). Her bir OR arasında bilgi şifreli ilerlediğinden ve her bir OR rastgele atandığından, bir bilginin elde edilmesi ve trafiğin tamamen çözülebilmesi ancak olası bütün OR’ların kontrol altına alınmış olmasıyla mümkün. 
Tor ile Bağlanmak
Tor kullanarak bir websitesine bağlanmak istiyorsak, daha once bahsedilen pseudo-top level domainlerden .onion’ı kullanmamız gerekecek. Websitelerinin IPsi ve alışkın olduğumuz gibi isimleri yok, .onion domain’inde siteler 16 alfa numerik karakter.onion şeklinde isimlendiriliyorlar. Bu sitelere, isimlerini Tor browsera yazarak ulaşabiliyoruz. Eğer Tor browser kullanmak istemiyorsak, ki aslında istemeliyiz, World Wide Web’i Tor’a bağlayan proxyler de mevcut. Örnek olarak onion.to’yu ve tor2web.org’u verelim. Fakat bunların güvenliğinin Tor ile kıyaslanması tamamen farklı bir makalenin konusu olacaktır.
Daha önceden bahsedildiği gibi, Deep Web’de siteler indexlenmiyor. O yüzden burda yolumuzu tamamen eski tarzda buluyoruz. Hatırlayalım, bırakın Google’ı, Yahoo Search’ü, AltaVista’nın olmadığı zamanlar vardı. Radyodan, televizyondan ya da arkadaşımızdan bir sitenin ismini duyduysak ancak o şekilde adres çubuğuna yazıp girebiliyorduk. Tor’da sitelerin isimleri de sıkça değiştiği için sitenin .onion adını bilmek bile bazen bir işe yaramayabilir. Bu durumda yine başvurabileceğimiz birkaç servis var, sağlam bir tanesinin adı HiddenWiki. Bildiğimiz Wikipedia’nın underground versiyonu. Buradan birçok sitenin güncel adresine ulaşabiliriz, elbette hepsine değil. Gerisi içinse aramanın gücüne inanmak ve çevre edinmek gerekiyor. Girdim bir yerlere deyip de “Bu muydu, sıkıldım ben.” diyorsanız, ya kendi halinde, legal bir karakteriniz var ya da Google’a alışkın olduğunuz için ilginizi çeken sitelere ulaşmakta güçlük çekiyorsunuz.
Deep Web’in İçeriği ve SSS
Deep Web’de ne bulacağım?
Illegal ne istiyorsanız Deep Web’de bir karşılığı var. Bilişimciler; virus, solucan satın alabileceği ya da yazdırabileceği kaynaklar, kendileri yazmak isterlerse nasıl yapılacağına ilişkin inanılmaz sayıda döküman bulabilirler. Havai fişekten patlayıcıya geniş bir how-to arşivi var, evinizi patlatabilirsiniz. Silah satın alabilir, sahte pasaport düzenletebilir, kendinize bir FBI kimliği yaptırabilirsiniz. Uç noktalarda, parası karşılığında birini öldürtebilirsiniz. Çocuk pornosu, snuff izleyebilir, yasaklanmış yayınları satın alabilirsiniz. Evinize uyuşturucu sipariş edebilirsiniz. Bir hacker kiralayabilir, dedektifçilik oynayabilirsiniz. Borsa spekülasyonlarını ilk elden dinleyebilirsiniz. Yayınlanmamış WikiLeaks belgelerine bakınabilir, Oslo görüşmelerini okuyup sövebilirsiniz. Deep Web, sizin ilginize ve bulabilme yeteneğinize kalmış bir derin dünya.
Satın almak dedin?
En baştan beri gizlilik diyoruz, ödemeyi elbette kredi kartımızla yapmıyoruz. Bitcoin denen bir şey var, Deep Web’in para birimi. Paramızı bitcoin’e çevirip alım satım işlemlerimizi bu döviz üzerinden yapıyoruz. Bitcoin de gerçek bir para birimi gibi, değeri düşüp artan bir şey. Güvenilirliğini sağlayan şey, Tor ile ilişkili olmanın yanısıra, merkezi bir para döngüsüne sahip olmaması. Bu arada, aynı gerçek hayattaki döviz gibi bitcoin alıp satarak zengin de olmaya çalışabilirsiniz.
Hepsi çok güzel ama nasıl yapacağım?
Google’a sorabilirsiniz ya da isterseniz uzun uzun, ekran görüntüleri ya da videolarla, tutorial şeklinde anlatırım. Aslında onu da bu yazıda anlatacaktım ama çok uzun olmasın sıkmasın diye tembellik yaptım.

Stoya Kimdir? Stoya Gifleri, Stoya Resimleri, Stoya Hakkında Herşey


Stoya, 15 Haziran 1986 doğumlu Sırp-İskoç orijinli Amerikan porno yıldızı ve model. Stoya porno filmlerinde kullandığı sahne ismidir. Sahne ismi olan "Stoya" büyükannesinin soy adının kısaltılmış bir şeklidir.[3] Kendisi Digital Playground adlı film şirketi ile Alternatif-Porno dalında çekimler için sözleşme imzalamıştır.[4]
Stoya, 2009 yılında porno film endüstrisinin en prestijli ödüllerinden olan AVN'de "2009'un En İyi Genç Yıldızı" seçilmiştir."Stoya" önceleri bir arkadaşı için poz vermeye başladı. Nihayetinde bazı görüntüleri Genç-Erotik yayınlar yapan sitelerde yayınlandı. Bu onun yetişkin film sektöründe ilerlemesine yardımcı oldu. Ardından; bu siteler için erotik sahneler çekmek istedi ve DVD'leri yayınlandı.[3] İnternette dolaşan videoları büyük ilgi topladı ve yoğunluğu fetiş sahnelerde artistik roller üstlendi.[5] Daha sonra tam-yetişkin yapımlarda oynadı. Hâlâ yetişkin film devi Digital Playground ile sözleşmesi devam etmektedir. 2009 yılı başlarına kadar yaklaşık 15 filmde oynamıştır.

Stoya Gifleri;










24 Ekim 2013 Perşembe

Ameliyat Sonrası Görülen Yaygın Enfeksiyonlar Nelerdir?

Son zamanlarda bir cerrahi operasyon geçirdiniz ve ameliyat sonrası şikayetlerinizin bir enfeksiyondan kaynaklanıp kaynaklanmadığını mı merak ettiniz? Evet, çoğu zaman ameliyatlar vücudunuzda küçük ya da büyük etkilere sebep olabilen enfeksiyonlara neden olabilirler. Bu makale, ameliyat sonrası en sık görülen enfeksiyonları tanımanıza yardımcı olacaktır.Böylece ciddi bir hal almadan önce fark edip, doktorunuza danışmanızı sağlayacaktır.
Cerrahi tedavi, genellikle oral yolla ya da damardan uygulanan tedaviler işe yaramadığında son çare olarak uygulanır. Ancak çoğu zaman cerrahi operasyonlar enfeksiyonlara neden olabilir. Peki, ameliyat sonrası bir enfeksiyonu nasıl tespit edersiniz? Ameliyat sonrası karşılaştığınız rahatsızlık ve problemlerin doğal iyileşme süreci olmayıp da, bir enfeksiyondan kaynaklandığını nasıl anlayabilirsiniz? Ameliyat yapıldıktan sonra vücut zayıf bir hale gelir; bu nedenle, operasyon yerinin zararlı bakteri ve mikroplara maruz kalmadığından emin olmak için her tür tedbir alınmalıdır. Sağlık uzmanları çoğu zaman bu parametreleri iyi kontroletmelerine rağmen, bazı durumlarda ameliyat sonrası komplikasyonlar görülmektedir. Bu enfeksiyonlar ağrı, şişlik, iltihap oluşumu, deride renk değişikliği ve halsizlik yapabilir.
Sık Görülen Ameliyat Sonrası Enfeksiyonlar:4525_ameliyat
Ameliyat sonrası bakım, genellikle ameliyata hastanın cevabını ve aynı zamanda enfeksiyon oluşumunu kontroletmeyi içerir. Ancak zaman zaman ne kadar koruyucu tedbir alınırsa alınsın enfeksiyonlar oluşabilir. Bu durum genellikle hastanın bir kaç saat içinde eve gittiği ufak operasyonlardan sonra gerçekleşir ve genellikle bu durumda insanlar yaşadıkları rahatsızlıkların iyileşme mi enfeksiyon mu olduğunu ayırt edemezler. Bu nedenle hastaların yaşadıkları rahatsızlıkları takip etmeleri ve bir an önce doktorlarına danışmaları çok önemlidir. Bir enfeksiyonun erken saptanması ve tanımlanması daha sonra olacak bir sürü sorundan sizi korur. Sadece aşağıdaki noktaları gözden geçirin ve ameliyat sonrası en sık görülen enfeksiyonlar hakkında bilgi edinin.
-Baş ağrısı ve / veya Vücut Ağrısı:
Bu ameliyat sonrası en sık görülen enfeksiyondur ancak çoğu zaman başka sebeplere bağlı gerçekleştiği düşünülebilir. Operasyon yerinde rahatsızlık hissi ya da ağrı görülmesi normaldir ancak eğer ameliyat sonrası çok şiddetli bir ağrı ya da baş ağrısı yaşıyorsanız bu bir enfeksiyondan kaynaklanıyor olabilir. Hemen doktorunuza başvurmalısınız.
-Şişme ve Kızarıklık:
Enfeksiyon yerinin sert, şiş ve kızarık olması bir enfeksiyonun varlığına işaret ediyor olabilir.
-İrin ve Drenaj:
Bu oldukça ciddi bir enfeksiyondur ve bu konuda normal olan hiç bir şey yoktur. Kesi herhangi bir nedenle enfekte olduğunda irin oluşumu başlar. Kalın yeşilimsi-sarı bir sıvı oluşumunu görebilirsiniz. Bazı durumlarda irini kan ile birlikte de görebilirsiniz. Böyle bir sorun ile karşılaşırsanız, daha fazla komplikasyonu önlemek için en kısa zamanda bir sağlık uzmanı ile temasa geçmeniz gerekir.
-Ateş:
Ameliyat sonrası çok hafif ateş de sık rastlanır ancak; 38,3 derecenin üstünde bir ateşiniz varsa endişelenmelisiniz. Bu nedenle vücut ısınızı sık sık ölçüp kontrol altında tutmanız çok önemlidir. Ateşe baş ağrısı, vücut ağrıları ve halsizlik de eşlik edebilir. Ancak, kırgınlık ateş olmadan da mevcut olabilir.
-Sıcak Kesi Yeri:
Ameliyat sonrası enfeksiyonun bir diğer göstergesi ise kesi yerine dokunduğunuzda sıcaklıkhissetmenizdir. Bu kesi yerinin enfeksiyon kaptığını ve vücudunuzun enfeksiyon ile savaştığını gösterir.
-Diğer Belirtiler:4525_mikroplar
*Kabızlık
*İshal
*Dışkı ve idrarda renk değişikliği
*Kanlı veya kansız kusma
*İdrar ve / veya dışkı geçerken sorun
*İştah kaybı
*Solunum sorunları
Ameliyat sonrası enfeksiyonlar, yapılan ameliyat türüne göre değişiklik gösterecektir. Ameliyat sonrası bir enfeksiyonu önlemenin yolları vardır. Ameliyat sonrası vücudunuzun nasıl tepki verdiğini takip ederseniz olası bir çok komplikasyonu önleyebilirsiniz. Tamamen iyileşene kadar olabildiğince dinlenin ve gerekli tedbirleri almaya çalışın. Kendinize iyi bakın ve sağlıkla iyileşin!

20 Ekim 2013 Pazar

Tevfik Fikret Kimdir? Tevfik Fikret Eserleri, Tevfik Fikret Hakkında Herşey


1867 yılında İstanbul da doğan Tevfik Fikret, Servet0i Fünun devri şairlerindendir. Çankırılı Hüseyin Efendi ile Refia Hanımın oğlu olan Tevfik Fikret’in asıl adı Mehmet Fikret’tir.
Fikret, ilkokulu bitirdikten sonra Galatasaray lisesine gitmiş ve daha sonrasında da uzun bir eğitim hayatı olmamıştır. Çok küçük yaşlarda şiir yazmaya başlayan şairin şiirleri gazel, tevhid ve nazire gibi divan şiirleri biçimindedir. Liseden sonra bir dönem katiplik yapan Fikret, daha sonrada bir kolejde öğretmenlik yaptı. Açılan bir şiir yarışmasında Sultan Abdulhamid Hanı öven şiiri ile birincilik kazandı. 1895 yılından sonra beşyıl boyunca Servet-i Fünun’un baş yazarlığı yaptı. Bu dönem içinde de toplumsal meselelerden uzak ağır dilli eserler verdi. Beş yılın sonunda Servet-i Fünun’dan ayrılan Fikret kendisini kolejdeki derslerine adamıştır. Hayatının belli dönemlerinde belirsiz bir tezatlık içine giren Fikret, bir dönem övgüler yağdırdığı Sultan Abdulhamid Han a yeri geldiğinde yerden yere vurmuş, bir dönem yerdiği Bayrağımızı bir dönemde Ey şanlı vatan bayrağı olarak överek dönem dönem şair tezatlıklar yaşamıştır.Eserlerinde bahsettiği ve çok sevdiği oğlu Haluk, şair için çok kıymetliydi. Kıymetli oğlunu vatana ve millete yararlı bir evlat olarak yetiştirmek istediğini eserlerinde de anlatmıştır. Çalıştığı kolejde oğlunu okutup, daha sonra yurtdışında eğitim alması için Hıristiyan bir ailenin yanına yerleştiren Fikret, oğlunun mühendis olarak ülkesine dönmesi beklemekteydi. Beklediği gibi mühendis olan oğlu Haluk, yanına yerleştiği ailenin etkisinde kalarak din değiştirerek Hıristiyanlığa geçmiştir. Daha sonra din üzerinde ilerleyerek başrahip yardımcı olmuştur. Şairin oğlu vefat ettiğinde bir kilisenin baş rahibi idi.
Hayatı boyunca bir çok işte çalışan ve her girdiği işten ayrılan Fikret’in, istikrarlı bir şekilde tek devam ettiği işi 1901 yılında ders vermeye başladığı kolej olmuştur. Sayısız eser bırakan Tevfik Fikret, geçirdiği bir ameliyatın ardından 15 ağustos 1915 yılında vefat etmiştir. Tevfik Fikret kayın pederine, kendi evinin bahçesine gömülmeyi vasiyet etmiş olmasına rağmen oraya gömülmeyerek Eyüp aile mezarlığına gömülmüştür. Daha sonra vasiyetinde geçen Aşiyan’daki evinin müze haline getirilmesi üzerine, 24 Aralık 1961 yılında vasiyet ettiği bahçeye nakledilmiştir.

18 Ekim 2013 Cuma

Hentbol Sporunun Tarihçesi


İki takım arasında topla oynan bir oyun olan hentbol, dünyanın en eski sporlarının arasında yer almaktadır. Eskidönemlerin ünlü düşünürlerinden Platon, bir eserinde 12 farklı renge boyanmış parçalı bir toptan söz etmiştir.
İki takım arasında oynanan hentbolun takımlar,ı yedi ya da onbir kişilik olarak düzenlenmektedir. Oyunun hedefi biraz futbolu andırmaktadır. Oyunda hedef, futbolda olduğu gibi topu karşı kaleye sokmak ve karşı takımında gol atmasını engellemektir. Hentbolda top el ile atılır ve topa vucudunun dizden yukarıdaki bölümleri ile istenildiği gibi hareket edilerek oynanır. Oyun içinde topa ayakla sadece kaleci vurabilmekte ve kaleci haricinde kimse topa ayakla vuramaz. Hentbolun sözcük anlamı da el topu olarakgeçmektedir.
Hentbol; yedi kişilik gurup ile 40m x 20m’lik kapalı bir alan içinde oynanmaktadır. Kale yüksekliği 2m, genişliği ise 3m’dir. Oyun içinde kullanılan topun çevresi 58 cm çapında 450 gram civarı ağırlıktadır. Bayanların ve genclerin oynadığı hentbolda ebat olarak daha küçük bir top kullanılmaktadır. Onbir kişilik gurup oyunlarında ise 90-110m x 55-65m lik genellikle acık alanlarda oynanmaktadır. Bu büyük salonda kalenin yüksekliği ise 2,44m x 7,32m olarak dizayn edilmektedir.
Ülkemizde hentbol 1930 yıllarında açık alan sporu ile başlanmışsa da, o dönemler daha resmi bir spor özelliğinde değildi. Uzun bir süre ülkemizde amatörce oynanan hentbol, 1943-1945yılları arasında İstanbul Hentbol Ligi düzenlenerek kısa bir süre sonra Türkiye şampiyonluk oyunları oynanmaya başlandı. 1976 yılında da Hentbol Federasyonu kurulmuş, ardından da Türkiye Hentbol ligi kurularak geniş bir alanda oynana bir spor halini almıştır.